Giresun Kent Konseyi olarak şehrimizin gündemini meşgul eden tarihi Taşbaşı Parkı’nın mülkiyet değişikliği ile ilgili gelişmeler hakkında çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu süreçle ilgili olarak Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyelerinden eğitim ve mesleki deneyimlere sahip kişilerden bir komisyon oluşturduğumuzu daha önce duyurmuştuk.
Parkla ilgili süreç titizlikle incelenmiş, çeşitli kurum ve sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yapılmıştır. Ayrıca bu konuda basına verilen demeçler yakından takip edilerek komisyon tarafından mütalaa edilmiştir.
Komisyonun çalışmaları sonucunda elde edilen veriler çeşitli sivil toplum örgütleri ile tekrar paylaşılmış, görüş ve önerileri alınmıştır.
1500-1900 yılları arasında şehrimizin önemli bir camisi olan ve çevresindeki medrese, mektep, kütüphane, şadırvan ve mezarlık gibi yapılarla manevi yaşantımıza büyük katkı sağlayan Yavuz Sultan Selim külliyesi; 1895’lerden itibaren İstanbul’a gönderilmeye başlayan tamirat yazışmalarına rağmen bakım görmemiş ve 1905’li yıllarda vakıf gelirlerinin yetersizliği nedeniyle kullanılmaz hale gelmiştir. Sonrasında Rus bombardımanı ve geçirdiği bir yangınla tamamen harap olmuştur.
Dönemin ekonomik şartları göz önüne alındığında geri dönüşü olmayan bir yola giren caminin 1925’li yıllarda minaresi Şeyhkeramettin Camii’ne, çeşmesi ise Hacıhüseyin Camii’ne taşınmıştır. O günlerde taşıma işlemlerinin zorluğu göz önüne alındığında, caminin tamiratının yapılmamasını bölgenin tamamen atıl kaldığının bir kanıtı olarak değerlendirebiliriz.
Giresun’un o yıllardaki en önemli ulaşım aracı olan vapurların denizden gördüğü bu harabe alanın, şehre yakışmadığı düşüncesi belediyeyi harekete geçirmiş 1932 yılında alan düzlenmiş ve park haline getirilmiştir. Parkın açılışı ise 1933 yılında yapılmıştır. 92 yıldır konserler, tiyatrolar ve sinema gösterileri ile havuzu, balıkları, çayı ve dondurmasıyla Taşbaşı Parkı, Giresun’un tarihî ve kültürel mirası açısından büyük önem taşıyan bir mekana dönüşmüştür.
Son gelişmelerle Şehir sakinlerinin parkın mülkiyet devrinin meydana getireceği değişiklikler ve gelecekteki kullanımına dair atılacak adımlar konusunda tereddütleri olduğu gözlemlenmiştir.
Taşbaşı Parkında sahil yolu geçişi ve liman sahasına giden alanlar dikkate alındığında ve Trabzon Anıtlar Bölge Kurulu tarafından hiç bir kalıntısı bulunmayan cami ve külliye binalarının ayrıştırılarak sadece caminin tescillenmiş olması alanın tekrar bir külliyeye dönüşmesini mümkün kılmamaktadır. Ayrıca 2863 sayılı kanunda yapıların tescil edilmesi konusunda belirtilen kriterler var olan yapılar için geçerlidir. Külliye binalarına ait hiçbir kalıntının bulunmaması da yeniden tescillerini ve inşaat süreçlerini imkansız hale getirmektedir. Bu nedenle cami ve külliye gibi çok özel mekânların böyle küçük bir alana sıkıştırılması ihtiyaçları karşılamama konusunu da gündeme getirecektir. Son olarak külliye bölgesinde daha önce gayrimüslimlere ait bir ibadethanenin olması ve yapılacak herhangi bir kazı işleminde ortaya çıkabilecek bulgular alanın arkeolojik sit bölgesine dönüşmesine ve arkeopark olarak çok daha farklı bir statüye bürünmesine neden olabilecektir.
Yukarıdaki tespit ve çekincelerimiz doğrultusunda, ilimizin tarihi ve kültürel mirası açısından büyük önem taşıyan Taşbaşı Parkının park olarak hizmet vermeye devam etmesinin ve farklı herhangi bir yapılaşmaya gidilmemesinin doğru olacağını düşünmekteyiz. Taşbaşı Parkı’nda meydana gelecek olası değişimlere karşı duyarlılığımız sürecektir. Kent Konseyimiz, bu süreçte yeni görüşmeler, yeni fikir alışverişleri ve toplumsal tepkileri de dikkate alarak tüm halkımızı bilgilendirmeye ve kültürel mirası korumaya devam edecektir.