Giresun ilimizin doğal bir ilçesi Doğal ve Doğankent’in Çatalağaç Köyü’nde özel bir şirket tarafından işletilen maden çalışmalarının çevreye yarattığı tahribatların ürkütücü boyutlara ulaşmasıyla birlikte duyarlı STK’lar ve çevreye duyarlı vatandaşlar tarafından gösterilen tepkiler giderek büyüyor.
Bugüne kadar yapılan çalışmalar ve şikayetlerin iktidara yakın bir siyasi kimlik tarafından ve hatta iktidar partisi milletvekili tarafından işletildiğinin iddia edilmesi tartışmaların boyutunu daha da alevlendirmeye başladı.
Çevre köylerde muhtarların ve bazı isimlerin, iktidar partiye ait mensup yöneticilerin ve yerel idarenin ses çıkarmaması bir çıkar ilişkilerin kuşkularını artırdığı iddiaları ise bölgeye yayılmış durumda.
Sağduyulu bölge halkı Çatalağaç ve çevre köylüleri sakinlerini “işçi alacağız istihdam yaracağız” algısıyla ikna edilip tahribata göz yumulduğu iddiaları ise doğabilecek bir başka faciaların ayak sesleri olarak nitelendiriliyor.
Çevresel tahribatın yanında bölgede yetişen gıdalara verilen zararın boyutlarının korkunç olduğu ise sosyal medyaya yansıdığı gibi ulusal ve yerel gazetelerin manşetlerinden düşmüyor.
İktidarın siyasi baskıları, yerel idarenin ve yerel siyasetin bu bağlamda engel olmaması ise burada bir rant ilişkilerinin olabileceği iddialarının boyutları da gündemdeki yerini koruyor.
Bu konuda bir süredir çalışmalar yürüten Harşıt Platformu Üyeleri 05 Haziran Dünya Çevre Günü’nde konuyu enine boyuna tartışmaya açtı.
İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği’nde konu bütün çevresel yönleriyle ele alındı.
Toplantıya İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Av. Ahu Karaibrahimoğlu ev sahipliği yaparken, moderatörlüğünü ise Harşıt Platformu Başkanı Elektrik Mühendisi ‘Nasıl cereyan Ettiyse “kitabının yazarı Çınar Çetinkaya üstlendi.
Toplantıya İstanbul içinden ve çevre illerinden Bursa’dan platformunun üyeleri STK başkan ve yöneticileri ile basın mensupları katıldı.
İstanbul Giresunlular Çevre ve Kültür Derneği Yönetim kurulu Başkanı Av. Ahu Karaibrahimoğlu’nun gündeme dair konuşmasıyla başlayan toplantıda görüş ve düşünceler dile getirildi, yapılan çalışmalardan söz edildi.
Konu ile ilgili Harşıt Platformu Başkanı çınar Çetinkaya ile konuyu baştan bu yana takip eden ve gerekli tepkileri gösteren platform üyesi Çatalağaç köyü Dernek Başkanı Mustafa Yazar, başından bugüne kadar süren tüm çalışmaları özet halinde anlattı ve mahkeme sürecini de dile getirdi.
Toplantıya katılan STK yöneticileri ve basın mensupları da süreç hakkında bilgilendirildi, Mübarek Kurban Bayramı sonrası olay mahallinde düzenlenecek miting için açıklamalarda bulunuldu, bilgilendirmeler yapıldı.
Toplantıya katılan Gazeteci Haldun Domaç olası yapılabilecek çalışmalardan söz ederek gerekçelerin bilimsel yönleriyle ele alınması noktasında izlenmesi gereken yol haritası ile ilgili görüş ve düşüncelerini aktarırken, Tirebolu’ya kurulması düşünülen fakat o zaman yaptıkları çalışmalar ve mahkemeye sundukları haklı gerekçeler sonunda davayı iki kez kazandıklarını ve böylece Tirebolu limanının doğallığının korunmasını sağladıklarını örnekleriyle açıkladı.
Aynı duyarlılığı Tirebolu’ya kurulması için hazırlıkları yapılan çöp tesisiyle ilgili de gösterdiklerini bu bağlamda tepkiler üzerine Tirebolu’yu çöp merkezi olmaktan kurtardıklarını söyledi.
Türkiye’de maden konusunda yetişmiş enden isimlerden biri olan bilim insanı İstanbul Üniversitesi Maden Bölümü’nde Başkanlık yapan ülkemizin her bir kösesinde bulunan madenleri yakinen takip eden, bu bağlamda engin bilgi birikimine sahip Prof. Dr. Hüseyin Öztürk’te konunun hem madencilik yönünden ve hem de çevresel boyutları yönünden düşüncelerini aktardı, analizler yaptı.
Enine boyuna gerekli tartışmaların yapılmasının ardından Harşıt Platformu tarafından hazırlanan Basın Bülteni katılımcılara dağıtıldı ve belirtilen tarihte olay mahalindeki mitinge katılmaları iiçin davet yapıldı.
HARŞİT VADİSİ PLATFORMU VAHŞİ MADENCİLİĞE “DUR” DİYOR!
Bünyesinde 2 Federasyon, 2 Vakıf, 2 Platform, 13 Dernek ve 9 Kanaat Önderi kişilerin oluşturduğu Harşit Vadisi Platformu, bölgemizin neredeyse tamamına yakını maden sahası olarak tahsis edilmesi üzerine büyük bir mücadeleye kalkışıyor.
Bu konuda Harşit Vadisi Platformu başkanı Elektrik Müh. Çınar Çetinkaya şu açıklamayı yapmıştı.
Başta Gümüşhane olmak üzere, bölgemizde MÖ 3000 yıllarından cumhuriyetin ilk yıllarına kadar madencilik faaliyetleri yapılmaktadır.
Yapılan bu madencilik faaliyetleri, ilkel yollardan tünel, galeri açarak madeni elde etmek ve yine ilkel yollardan bu madenden metal elde etmek üzerineydi. Doğa ve insan sağlığına pek zararı yoktu.
Günümüzde ise kısa zamanda çok para kazanma mantığı ile daha kolay yoldan maden elde etmek için zehirli kimyasal maddeler kullanılarak açık madencilik faaliyetlerine hız verilmiştir.
Açık madencilik ile tüm doğamız, ormanlarımız, yaylalarımız, meralarımız, su havzalarımız bu açgözlü vahşi madenci firmaların istifadesine sunulmuştur. Tüm doğa dokusu, insan, hayvan, bitki sağlığı kötüleşecektir. Artık zehir içimize işleyecektir.
Ormanlarımızdan sonra sıra dünyaca ünlü fındık bahçelerine ve tarım alanlarımıza gelecektir.
Küresel Sermayenin yerli işbirlikçileri gözlerine kestirdikleri bölgeye giderek, burada ki köylülere çeşitli iş vaatleri ile köyün ve köylünün kısa zamanda zenginleşeceği yalanıyla vahşi madenciliğe ikna etmektedirler. Bu duruma müsaade etmek istemeyen köylülerimizin ne yazık ki diğer köylerden ve bölgesinden gerekli destek alamayınca sesleri hiç duyulmamaktadır.
Konu tek bir köyün meselesi değildir. Tüm ülkemizin tamamına yakını maden sahası olarak projelendirilmiştir. İktidarda ki siyasilerin bu Vahşi Madenciliğe karşı sessiz olması, doğal zenginliklerimizi koruyacak güçlü bir kanun olmaması nedeniyle doğamızı artık güçlü STK lar korumalıdır. Harşit vadisi Platformu bu amaç için kurulmuştur.
STK lar güçlerini birleştirmediği sürece Vahşi Madenciliğe karşı başarı kazanmak çok zordur.
İktidar yanlılarının dediği gibi bizler madenciliğe karşı değil, kanun nizam kural tanımadan maden çıkartılma şekli olan Vahşi Madenciliğe karşıyız.
Platform olarak edindiğimiz bilgileri tüm vatandaşlarımıza ve diğer STK’lara aktarmaya hazırız.
Bu nedenle 18 Haziran Salı günü Tirebolu Şenyova köyü, Garigen tepesinde sesimizi hükümete duyurmak için “Basın Açıklaması” yapmaya hazırız.
Gerekli yasal izinler alınmıştır.
Tüm doğamızın yok olmaması için yarın çok geç olabilir Çok hızlı hareket etmek zorundayız.
Tüm duyarlı vatandaşlarımızı bu önemli güne davet ediyoruz.
HARŞİT VADİSİ PLATFORMU VAHŞİ MADENCİLİĞE “DUR” DİYOR!
ÇEVRE GÜNÜ’NDE VAHŞİ MADEN ÇALIŞMALARI TARTIŞILDI
TOPLANTIYA ÇEVRECİ İSTANBUL GİRESUNLULAR ÇEVRE KÜLTÜR
DERNEĞİ EV SAHİPLİĞİ YAPTI, EYLEM PLANI GÜNDEME TAŞINDI
Giresun ilimizin doğal bir ilçesi Doğal ve Doğankent’in Çatalağaç Köyü’nde özel bir şirket tarafından işletilen maden çalışmalarının çevreye yarattığı tahribatların ürkütücü boyutlara ulaşmasıyla birlikte duyarlı STK’lar ve çevreye duyarlı vatandaşlar tarafından gösterilen tepkiler giderek büyüyor.
Bugüne kadar yapılan çalışmalar ve şikayetlerin iktidara yakın bir siyasi kimlik tarafından ve hatta iktidar partisi milletvekili tarafından işletildiğinin iddia edilmesi tartışmaların boyutunu daha da alevlendirmeye başladı.
Çevre köylerde muhtarların ve bazı isimlerin, iktidar partiye ait mensup yöneticilerin ve yerel idarenin ses çıkarmaması bir çıkar ilişkilerin kuşkularını artırdığı iddiaları ise bölgeye yayılmış durumda.
Sağduyulu bölge halkı Çatalağaç ve çevre köylüleri sakinlerini “işçi alacağız istihdam yaracağız” algısıyla ikna edilip tahribata göz yumulduğu iddiaları ise doğabilecek bir başka faciaların ayak sesleri olarak nitelendiriliyor.
Çevresel tahribatın yanında bölgede yetişen gıdalara verilen zararın boyutlarının korkunç olduğu ise sosyal medyaya yansıdığı gibi ulusal ve yerel gazetelerin manşetlerinden düşmüyor.
İktidarın siyasi baskıları, yerel idarenin ve yerel siyasetin bu bağlamda engel olmaması ise burada bir rant ilişkilerinin olabileceği iddialarının boyutları da gündemdeki yerini koruyor.
Bu konuda bir süredir çalışmalar yürüten Harşıt Platformu Üyeleri 05 Haziran Dünya Çevre Günü’nde konuyu enine boyuna tartışmaya açtı.
İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği’nde konu bütün çevresel yönleriyle ele alındı.
Toplantıya İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Av. Ahu Karaibrahimoğlu ev sahipliği yaparken, moderatörlüğünü ise Harşıt Platformu Başkanı Elektrik Mühendisi ‘Nasıl cereyan Ettiyse “kitabının yazarı Çınar Çetinkaya üstlendi.
Toplantıya İstanbul içinden ve çevre illerinden Bursa’dan platformunun üyeleri STK başkan ve yöneticileri ile basın mensupları katıldı.
İstanbul Giresunlular Çevre ve Kültür Derneği Yönetim kurulu Başkanı Av. Ahu Karaibrahimoğlu’nun gündeme dair konuşmasıyla başlayan toplantıda görüş ve düşünceler dile getirildi, yapılan çalışmalardan söz edildi.
Konu ile ilgili Harşıt Platformu Başkanı çınar Çetinkaya ile konuyu baştan bu yana takip eden ve gerekli tepkileri gösteren platform üyesi Çatalağaç köyü Dernek Başkanı Mustafa Yazar, başından bugüne kadar süren tüm çalışmaları özet halinde anlattı ve mahkeme sürecini de dile getirdi.
Toplantıya katılan STK yöneticileri ve basın mensupları da süreç hakkında bilgilendirildi, Mübarek Kurban Bayramı sonrası olay mahallinde düzenlenecek miting için açıklamalarda bulunuldu, bilgilendirmeler yapıldı.
Toplantıya katılan Gazeteci Haldun Domaç olası yapılabilecek çalışmalardan söz ederek gerekçelerin bilimsel yönleriyle ele alınması noktasında izlenmesi gereken yol haritası ile ilgili görüş ve düşüncelerini aktarırken, Tirebolu’ya kurulması düşünülen fakat o zaman yaptıkları çalışmalar ve mahkemeye sundukları haklı gerekçeler sonunda davayı iki kez kazandıklarını ve böylece Tirebolu limanının doğallığının korunmasını sağladıklarını örnekleriyle açıkladı.
Aynı duyarlılığı Tirebolu’ya kurulması için hazırlıkları yapılan çöp tesisiyle ilgili de gösterdiklerini bu bağlamda tepkiler üzerine Tirebolu’yu çöp merkezi olmaktan kurtardıklarını söyledi.
Türkiye’de maden konusunda yetişmiş enden isimlerden biri olan bilim insanı İstanbul Üniversitesi Maden Bölümü’nde Başkanlık yapan ülkemizin her bir kösesinde bulunan madenleri yakinen takip eden, bu bağlamda engin bilgi birikimine sahip Prof. Dr. Hüseyin Öztürk’te konunun hem madencilik yönünden ve hem de çevresel boyutları yönünden düşüncelerini aktardı, analizler yaptı.
Enine boyuna gerekli tartışmaların yapılmasının ardından Harşıt Platformu tarafından hazırlanan Basın Bülteni katılımcılara dağıtıldı ve belirtilen tarihte olay mahalindeki mitinge katılmaları iiçin davet yapıldı.
HARŞİT VADİSİ PLATFORMU VAHŞİ MADENCİLİĞE “DUR” DİYOR!
Bünyesinde 2 Federasyon, 2 Vakıf, 2 Platform, 13 Dernek ve 9 Kanaat Önderi kişilerin oluşturduğu Harşit Vadisi Platformu, bölgemizin neredeyse tamamına yakını maden sahası olarak tahsis edilmesi üzerine büyük bir mücadeleye kalkışıyor.
Bu konuda Harşit Vadisi Platformu başkanı Elektrik Müh. Çınar Çetinkaya şu açıklamayı yapmıştı.
Başta Gümüşhane olmak üzere, bölgemizde MÖ 3000 yıllarından cumhuriyetin ilk yıllarına kadar madencilik faaliyetleri yapılmaktadır.
Yapılan bu madencilik faaliyetleri, ilkel yollardan tünel, galeri açarak madeni elde etmek ve yine ilkel yollardan bu madenden metal elde etmek üzerineydi. Doğa ve insan sağlığına pek zararı yoktu.
Günümüzde ise kısa zamanda çok para kazanma mantığı ile daha kolay yoldan maden elde etmek için zehirli kimyasal maddeler kullanılarak açık madencilik faaliyetlerine hız verilmiştir.
Açık madencilik ile tüm doğamız, ormanlarımız, yaylalarımız, meralarımız, su havzalarımız bu açgözlü vahşi madenci firmaların istifadesine sunulmuştur. Tüm doğa dokusu, insan, hayvan, bitki sağlığı kötüleşecektir. Artık zehir içimize işleyecektir.
Ormanlarımızdan sonra sıra dünyaca ünlü fındık bahçelerine ve tarım alanlarımıza gelecektir.
Küresel Sermayenin yerli işbirlikçileri gözlerine kestirdikleri bölgeye giderek, burada ki köylülere çeşitli iş vaatleri ile köyün ve köylünün kısa zamanda zenginleşeceği yalanıyla vahşi madenciliğe ikna etmektedirler. Bu duruma müsaade etmek istemeyen köylülerimizin ne yazık ki diğer köylerden ve bölgesinden gerekli destek alamayınca sesleri hiç duyulmamaktadır.
Konu tek bir köyün meselesi değildir. Tüm ülkemizin tamamına yakını maden sahası olarak projelendirilmiştir. İktidarda ki siyasilerin bu Vahşi Madenciliğe karşı sessiz olması, doğal zenginliklerimizi koruyacak güçlü bir kanun olmaması nedeniyle doğamızı artık güçlü STK lar korumalıdır. Harşit vadisi Platformu bu amaç için kurulmuştur.
STK lar güçlerini birleştirmediği sürece Vahşi Madenciliğe karşı başarı kazanmak çok zordur.
İktidar yanlılarının dediği gibi bizler madenciliğe karşı değil, kanun nizam kural tanımadan maden çıkartılma şekli olan Vahşi Madenciliğe karşıyız.
Platform olarak edindiğimiz bilgileri tüm vatandaşlarımıza ve diğer STK’lara aktarmaya hazırız.
Bu nedenle 18 Haziran Salı günü Tirebolu Şenyova köyü, Garigen tepesinde sesimizi hükümete duyurmak için “Basın Açıklaması” yapmaya hazırız.
Gerekli yasal izinler alınmıştır.
Tüm doğamızın yok olmaması için yarın çok geç olabilir Çok hızlı hareket etmek zorundayız.
Tüm duyarlı vatandaşlarımızı bu önemli güne davet ediyor.